-
1 ortak olarak
adv. commonly* * *jointly -
2 ortak
ortak <- ğı> Teilhaber m, -in f, Kompagnon m; Partner m, -in f; gemeinsam (-le mit D); → ortakçı;-i ortak etmek jemanden (als Gesellschafter) aufnehmen; zur Teilnahme auffordern;ortak olarak anteilig;-e ortak olmak Teilhaber(in) G sein; fig teilnehmen (an dem Leiden), ( den Schmerz mit jemandem) teilen; -
3 jointly
ortak olarak -
4 partnerschaftlich
partner olarak, ortak olarak;\partnerschaftlich zusammenarbeiten partner [o ortak] olarak birlikte çalışmak -
5 jointly
adv. birlikte, ortaklaşa, müşterek olarak* * *ortak olarak* * *adverb (together: They worked jointly on this book.) birlikte, beraber -
6 سوي
سَوِيّ1. sağlıklıAnlamı: sağlam, esen, sıhhatli2. hatasızAnlamı: yanlışlığı bulunmayan3. sıhhatliAnlamı: sağlıklı4. salimAnlamı: esen, sağlam5. gürbüzAnlamı: sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş6. ortaklaşaAnlamı: ortak olarak, el birliğiyle7. selimAnlamı: doğru, dürüst, kusursuz8. esenAnlamı: hiçbir hastalığı olmayan9. alışılmışAnlamı: tabiî, normal olan10. alelâdeAnlamı: her zaman görülen, olağan11. sıradanAnlamı: herhangi bir, bayağı12. normalAnlamı: düzgüye uygun, alışılagelene uyan13. adîAnlamı: hiç bir özelliği olmayan, sıradan14. tabiîAnlamı: olağan15. düzAnlamı: yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan16. doğru -
7 ortaklaşa
سوي [سَوِيّ]Anlamı: ortak olarak, el birliğiyle -
8 общий
1) врз genelо́бщий вид — genel görünüş
в о́бщих черта́х — genel çizgileriyle
о́бщее впечатле́ние — genel izlenim
о́бщий кри́зис капитали́зма — kapitalizmin genel buhranı
2) (совместный, взаимный) ortakо́бщая грани́ца — ortak sınır
о́бщие интере́сы — ortak çıkarlar
борьба́ про́тив о́бщего врага́ — ortak düşmana karşı mücadele
у него́ мно́го о́бщего с... — ile pekçok ortak yanı vardır
ме́жду ни́ми не мо́жет быть ничего́ о́бщего — onların hiçbir ortak yanı olamaz
3) (целый, весь) toplamо́бщее число́ уча́щихся — toplam öğrenci sayısı
о́бщий тонна́ж торго́вого фло́та — ticaret filosunun tonaj(ı) toplamı
две ко́мнаты о́бщей пло́щадью в 30 квадра́тных ме́тров — toplam 30 metrekarelik iki oda
••в о́бщем — genelde
в о́бщей сло́жности — toplam olarak
найти́ о́бщий язы́к — ortak bir dil bulmak
-
9 مشترك
Iمُشْتَرَك1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. ortak3. müşterekAnlamı: ortak4. karşılıklıAnlamı: birbirleriyle ilgili olarakIIمُشْتَرِك1. iştirakçiAnlamı: ortak olan2. partnerAnlamı: eş, iş arkadaşı, ortak -
10 سبط
Iسَبْط1. gürAnlamı: bol ve güçlü olarak çıkan2. mebzulAnlamı: bol, çok3. ziyadeAnlamı: çok, daha çok4. bolAnlamı: alışılandan çokIIسِبْط1. kabileAnlamı: boy2. sopAnlamı: soy sop3. aşiretAnlamı: oymak, boy4. torunAnlamı: çocuğun çocuğu5. boy -
11 قسيم
قَسِيم1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. hakAnlamı: bir pay3. hisseAnlamı: pay, nasip4. partnerAnlamı: eş, iş arkadaşı, ortak5. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır6. cüz -
12 محاذ
مُحَاذٍ1. karşıAnlamı: yol, deniz vb. nin öbür yanı2. karşılıklıAnlamı: birbirine karşı bulunan3. karşıAnlamı: karşılık olarak4. tekabülAnlamı: karşılıklı olma5. koşutAnlamı: muvazi, paralel6. paralelAnlamı: koşut, müvazi7. sınırdaşAnlamı: ortak sınırları olan8. komşuAnlamı: sınır ortaklığı bulunan, mücavir9. bitişikAnlamı: birbirine dokunacak kadar yakın -
13 مشاع
Iمَشَاع1. sanlıAnlamı: sanı olan, ünlü2. marufAnlamı: herkesçe bilinen, şeriatın uygun gördüğü3. meşhurAnlamı: ünlü, tanınmış4. yaygınAnlamı: çok kimselerce benimsenmişIIمُشَاع1. açıkAnlamı: her kese ait yer2. marufAnlamı: herkesçe bilinen, şeriatın uygun gördüğü3. sanlıAnlamı: sanı olan, ünlü4. meşhurAnlamı: ünlü, tanınmış5. popülerAnlamı: halk tarafından tutulan, yaygın6. müşterekAnlamı: ortak7. yaygınAnlamı: çok kimselerce benimsenmiş8. şöhretliAnlamı: ünlü, tanınmış9. karşılıklıAnlamı: birbirleriyle ilgili olarak
См. также в других словарях:
ortak tam bölen — is., mat. İki veya ikiden artık sayının hepsini tam olarak bölebilen sayı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaklaşa — zf. 1) Ortak olarak, el birliğiyle, müştereken, kolektif Ortaklaşa bir oyun yazmamızı önerecek kadar beni onurlandırdı idi. H. Taner 2) is. Ortak iş İkisi de onun adına bu cendereye girdiklerini söylüyorlarmış, başkaca bir ortaklaşaları da yokmuş … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortaklaşmak — nsz Ortak olarak davranmak, ortak olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş yapım — is. İki tarafın ortak olarak oluşturduğu yapım Türk Alman eş yapımı bir film üzerinde çalışmalara başlandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolhoz — is., Rus. Rusya da köylülerin ortak olarak çalıştıkları tarım işletmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortakça — zf. Ortak olarak, ortaklaşa Yeni konut alışkanlıklarımızda ortakça sokak köpeği beslemek yok. A. Boysan … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜŞTEREKEN — (şirket. den) Ortak olarak, müşterek bir tarzda, ortaklaşa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kışlak — kışın hayvanların yayılıp otlamasına uygun yer. Bir veya birkaç köy ya da beldeye, ayrı ayrı veya ortak olarak, kış mevsiminde hayvanlarını barındırmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanıla gelen… … Hukuk Sözlüğü
mera — bir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak,hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi … Hukuk Sözlüğü
yaylak — bir veya birkaç köy ya da beldeye, ayrı ayrı veya ortak olarak, yaz mevsimini geçirmeleri ve hayvanlarını otlatmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi. hayvanların yayılıp otlamasına uygun yer; otlak … Hukuk Sözlüğü
ırk — is., Ar. ˁirḳ 1) Kalıtımsal olarak ortak fiziksel ve fizyolojik özelliklere sahip insanlar topluluğu Türkler, insan olarak, ulus olarak doğunun en üstün ve şerefli ırkıdır. S. Birsel 2) Soy Esasta dağlı ırktan cahil bir kızcağızdı. R. H. Karay 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük